TOLUM VE ÇEVRE DERSİ 


  BU GÜNKÜ ÇEVRE VE İNSAN İLİŞKİLERİNİN MİMARLARINA BİLİMSEL ÇÖZÜM VE ÖNERİLER

        Genel olarak en büyük çevreyi kainat ve kainatın habitatı arşı kabul edersek. En küçük çevreyi de; Partikül Fiziğindeki paçacıkların en küçükleri(leptonlar, hadronlar..vb) yada maddenin evrendeki en basit,sade halı-plazma boncuklarının ait olduğu bir mikro çevreden (en küçük çevre) bahsedilebilir. Yani istisna hariç;varlıklar ya çevre, ya çevrenin elemanı, yada varyasyonlarını temsil ederler.        
İnsanın mı çevre sorunu var, yoksa çevrenin mi  bazı özel insan tipinden kaynaklanan sorunları var? Önce bu soruya samimi cevap verilmelidir.Yani doğru çözüm bu sorunun cevabıyla doğru orantılıdır. Şunu demek istiyorum. Çevre sorunlarının kaynağı tüm insanlar mı yoksa bazı ilkel insanlar mıdır? Hayvanlar mıdır? Yoksa doğa mıdır? Eğer burada sorun özel insanlarsa o zaman çözümün ilk ayağını; bu özel insanlar üzerinde aramalıyız.Yoksa açılan çevresel yaraları tamir etmekte vakit öldürmeyelim. Bu gün bu yapılıyor. Acaba çevrenin: bazı özel insan tipi sorunu; bu özel insan tipinin güzel ahlak, ahlakında özel insani eğitim-insani yönetim ve insani sistem sorunu mu var?
       Doğanın ve hayvanların çevre, fakirlik ve terör sorunu yoktur!! Genel olarak insanın/ların hayvanlaşmasından kaynaklanan doğal sonuçlarının anılan adları-kavramları;toplu halde gizli avlayan ve avlanan insansa adına terör bu iş açıkta olunca adına savaş deniyor. Doğal döngülerin denge kanunlarının sınırları kemirilince doğanın tepkileri ortaya çıkar. Bu tepki insana zarar verici seviyeye ulaşınca buna çevre sorunu deniyor. Akılsız canlılarda beslenme yetersizliği ortaya çıkınca ölümün çanları kapıyı çalar. Ölen ölür kalan sağlar bizimdir(doğal seçilim), bu asır bilimde bunlara evrimleşmiş canlılar deniyor.1 İnsanda bu besin yetersizliği ortaya çıkınca adına fakirlik deniyor.Halbuki insanın fıtratı gereği doğal döngülerin denge kanunlarının;doğal bereketi yada insana zarar vermeyen doğal hasılatı yetersiz olunca insanın olanaklarını kullanarak çözümlerini bu doğal döngülerin bereketli hudutları içinde arayıp evrimi aşması (sollaması) olanaklı iken;tam tersine bu dengeler teknoloji ile hayvanı fıtratla zorlayarak-yanlış kullanarak (patojen, fosil ve ilkel teknoloji) çevre sorunlarına neden olmaktadır. Aslında uzaya açılana kadar;insanın doğal üremesine engel olmadan da (doğum kontrolü yapılmadan da) bu bereketli sınırlar içinde bu ilkel teknolojileri doğru kullanarak;verimli ve yeterli üretimi çıkarmak mümkündür. Ve fakirlik diye bir sorun belki de olmaz.İnsanın Rabbinin de (Allah C.C.)izni ve yardımını dileyerek;uzaya sağlıklı çimlenince; zaten uzaya insanın doğumunun-çimlenmesinin tedbirli gerçekleşmesiyle alternatif çözümler bulabilecek zihinsel-kültürel ve %100 çalışan beynimizle daha çok bin yıllar insanla tanışacaktır.
        İnsanlığın liyakat seviyesini belirleyici kriterlerinden bazıları; insanı gizli avlamak-türdeşlerini avlamak (terör), doğal döngülerin dengelerini kemirmek(çevre sorunlar) ve zayıflarını yaşatmamak(fakirlik) bunların çoğu liyakatsizliğin ürünüdür. Yada güzel ahlaklı insanları yetiştirememekten ve bu fıtratlara sahip insanların; mevcut, eksik eğitim, öğretim, yönetim ve sınav sistemlerinde öncelikle egale edilmesinden kaynaklanır. İnsanlar türdeşlerini öldürüyor hatta işkence yapıyor. O zaman burada kaynak-sorun insanda yatıyor. Bu gün dünyada terör sorununa  bu açıdan da bakabiliriz. Terörün kaynağı  eylemleri yapan teşvik eden insanlar mıdır? Yoksa başka bir şey midir? Sorunlara radikal-köklü , dinamik ve sağlıklı çözümler üretmeliyiz. Gerek terör açısından gerekse çevresel sorunlar açısından  sorunun kaynağı ve çözümü doğru kaynak ve kaynaklar üzerinde aramamız ve  köklü çözümler üretmemiz gerekir. Yoksa amerikan usulü (tilki kaç tazı tut mantığı) sadece çözümlerle açılan yaraları sarmak ve tedbir almak mümkün değildir, Kaynağına inmek gerekir..
        İnsanın hayvanlar kadar bir hırka bir lokma doğaya uyum sağlarsa böyle sorunlar çıkar mı!! Örneğin tufan (tsunami/depreşim) ve rutin tarihi kasırgalar veya büyük depremler bir çevre sorunu mu? Yoksa doğanın enerji halleri arasında kendini dengeleme yasasının/larının doğal ürünlerimidir?
         Nükleer  patlamalar, teknolojik aktiviteler;depremleri ve çevre sorunlarını ne kadar tetikleyicidir. Bu günkü istenmeyen sonuçlar; insanlığın teknolojik ve bilimsel alanda yanlış tercih ve kullanımların ürünüdür. Örneğin yer altı nükleer denemeleri, küresel ısınma, uzayı çöplük haline getirme; ekolojik döngü girdi ve çıktılarının dengesinin negatif tetikleyen-etkileyen etmenlerdir. Bu yanlış tercihlerle çeşitli felaketlere tetikçi olabiliriz. Şunu da bilmemiz gerekir ki, nasıl ki kış geliyor elbiselerimizle uyum sağlıyorsak. Doğal afetlere de bu mantıkla hazırlıklı olmalıyız.Bu bilinçle; doğanın anamız olmadığını, düşmanımızda olamdığını sevgi-merhametimize muhtaç olamdığının bilincini "Güzel ahlaklı insan yetişitrmenin öncelik prensibine dayalı olarak "yavrularımıza aşılamalıyız. Kainatın doğal enerjilerinin-döngülerinin bereketli hudutlar(aurası-metriksi-ortamları) içerisinede uyumlu tercih ve üretimlerden önce!! yada öncelikle  güzel ahlaklı liyakatli yavrular yetişitrdikçe; gelecekle barışık ve doğaya uyumlu- liyaktli insanlar olacağız.Örneğin depremlere dayanıklı yerlerde ev yapmak, tufanlardan korunmak için kıyının belli uzağına yerleşmek... vb.
        İnsanın bu gün kainatta bulunduğu süreç ve girdap şudur; uzak -yakın batı, uzak kuzey ve uzak doğu kavimleri itibariyle bedensel, zihinsel ve  düşünsel olarak doğayı hortumlayan patojen, fosil ve ilkel bir teknoloji ile ayakta duruyor. Diğer taraftan taban itibariyle Eskimolar, Aborjinler, Pigmeler, Amazon yerlileri üzerinde yer alan Afrika kavimleri bazı Güney Amerika kavimleri ve Orta Doğu, Güney Asya ülkeleri, Sibirya, bazı fakir Uzak Doğu ve Adalara ait ülkeler de bir kaos yaşanmaktadır. Yani teknoloji ye uyum kaosu içinde, sömürülmektedirler.  Gelecekte bu kavimleri ana rahmi olan yer yüzünden, uzaya doğum ve çimlenme olayı olacaktır. Doğum sancıları çeken dünya tabi ki bazı delesyonlara uğrayacaktır. Bu doğaldır. Bir doğumun bir kadında bıraktığı hasarı insanın da uzaya açılma girdabında dünyada bırakması çok doğaldır. Ancak önemli olan bu hasarın kaynağını ve oranını minimuma indirmektir. Yoksa uzaya açılmadan insanlık anne karnında zehirlenen ölü çocuk akıbetine düşmemek için önündeki süreyi çok verimli kullanmak zorundadır. Bu sorunun esas kaynağı da dünyada VETO yetkisine sahip ülkeler ve yandaşları; evrensel ve doğayı aşan düşünsel bir gerçek içerisinde değillerdir. Menfaat farzlarına göre hareket ediyorlar, sorun burada yatmaktadır.
      Hakim güçlerin bu asır ki taktiklerinden birisi de, hayvanlar alemindeki;saldırı, sömürü ve hakimiyet mantık sistemlerini menfaatleri gereği insanlara uygulamak ve uygulatmaktır. Ör,köleleştiren karıncalar veya imparator karıncalar mantığı;geri kalmış toplumların zeki insanlarını menfaat fazlarına( az koyup çok almak) hizmet eri olarak; talan bursları, talan kursları ve talan kredilerle  teşvik ederken, arda kalan kesimini de;yardım adı altında hazıra ve tembelliğe iterek, zengini daha zengin-fakiri daha fakir yaparak, gelir dağılımını dengesizleştirip toplumlarda ekonomik kaosu yaratmıştır.Devletleri de,etnik,din, siyasi görüş...vb tabana göre toplumsal doku uyuşmazlığı zemini oluşana-komşularıyla düşman olana kadar müdahale edip bekler.Kuzey Kore-Güney Kore, Kuzey Yemen-Güney Yemen, Kuzey Vietnam-Güney Vietnam, Kuzey Irak-Güney Irak,Bilim-İlim,Okul-Camii,Alevi-Sünni, Dindar- Dinsiz,Evrim-Yaradılış, Kadın-Erkek,Doğu-Batı, Eğitim-Öğretim, A Azınlığı- B Azınlığı, A Dini_ B Dini, Ak Partili-Kara Partili, A Takımlı- B Takımlı ...vb kuzeyli güneyli antagonistik(birbirini yok eden) topluluklar devletler dünyada çok. Bu gün isteseler de bir araya gelemeyecekleri kadar bölünmüşler. Ama Berlin duvarını yıkıp ve Kapitalist-Emperyalistleşme ile toplumları kaynaştırmaya kadir olduğunu da ifade ediyor.Koca süper gücün başı;Kant'ın ebedi barış ninnilerinden, cahil dindarların iblisi avlama tekniklerinden dem vururken kendisini-büyülüğünün ölçüsünü çok mükemmel tarif ediyor. Afganistan'a ebedi barış harekatı ve iblisi orda ararken bizi de yastık yapıyor.1, 2, 3, 4,
      Siyasi olarak insanları ulus gemilerine ve bilimsel olarak ta evrim gemilerine sığdıramayacağını anlayan kapitalistler; obez dünyada globalleşmeye gidiyor. Önemli olan insan gemisinin hercai-dinamik ilişkilerini;"Güzel ahlaklı insan yetiştirmenin öncelik prensibine dayalı olarak" olanaklarını doğanın bereketli metriksileri içinde doğru yol/lar üzerinde güçlü kılınmasıdır