>

                                                                                                        Yemek Tabusu II 45 Dakika

Yemek, yemek insanoğlunun ve diğer canlıların ortak bir noktasını oluşturmakla  beraber insanın  bundan zevk alması ve tekrarında usanmaması ve sosyalleştirip bazen de  yasak olduğu için uzak duruyoruz.

Yemek  sahip olduğunuz kültürü evrenselleştirip  ve biyolojik devamlılığı için şarttır.

Geleneksel ,evrensel ,sosyal statü  ve bazen de din insanın neyin yenilip yenilmeciğini belirler ve kültürel bir kimliğe sizi kavuşturur.bununla beraber dünyanın nesrinde yaşadığınız  önemli bir etkendir.

Bazı besinler tiksindirici ve mide bulandırıcı olması ağızdan kaynaklanan ve damak bir sorun değil bu sadece zihinsel bir kültürün etkisi olabilir.

Çin 1.3 milyar bir nüfusa sahip bir ülke ve bir sokak pazarına gittiğinizde her şeyin yenileceğini göreceksiniz.mutfağında her türlü hayvanın menüsünü görmeniz doğal,ilginci olan taze köpek ve koyun penisini haşlanıp yenildiği ve bunun kendilerine cinsel gücünü  yükselttiğini ve böbreklere iyi geldiğine inanılıyor.

Başlangıçta imparatorluk  yemeği olduğu ve daha sonra zengin ve sağlığına önem verenler  kişilerde tercih etmesinin sebebi kendilerini  iyileştirdiği ve insan lebisoni yükselttiğini bununla beraber cinsel ihtidasını yükselttiğini inanılıyor.

Venezüella da  yerli kızıl derileri  dünyanın en büyük örümceğini olan tarantoraları  yemesi onların normal geleneksel  bir parçası olduğuna ve güvenilir ve besin değeri yüksek oluğuna inanılması ve buna karşı bir tabu geliştirmediğinin bir sebebi kültürlerinin bir parçası olması ve bundan iftihar etmesi ,aynı zaman da yemek tabusu daha çok kültürden kaynaklandığın bir delilidir.

İlk defa karşılaştığız bir yemeği yemeyiz ve onu tabulaştırmış oluruz.gürültüsünden dolayı mide bulandırıcı olması  ve zehirli olması  bu beyi ile kaynaklı bir olay değil ;çünkü beyin bunu algılayamaz.

Zenginleşen toplumlar daha çok miktarda  az çeşit   besin tüketiyorlar , bu eksiklik bir çok  hastalık etkini oluşturur ve  biyolojik gelişimi tamamlanmadığı  için kısır  ve verimsiz (sakat)  nesilleri  ortaya çıkartır

Tıbbi  olarak bir faydası  olmadığı ;fakat  toplum  geleneklerin de  faydalı  olduğuna  inanılması insanları  yönlendiren  gelenekler olduğuna  gösterilir ,bir hayvanın  istediği özelliklere sahip olduğuna  inanılması nesilden nesille  gelen bir gelenektir.

İnsanın  cinsel ihtidası yerinde  olması  tek başına onun mutlu olmasına için yeterli olduğuna inanılması  ve yerinde olmadığı  zaman  ruhsal sorunlara yanında  toplumda dışlanma korkusu  açıkça bellidir.

Toplumu farklı kılan  yemek kültürü  onların aynı zaman da  kimliklerini de  ortaya çıkartır  ve bazıları mide bulandıran  bir durum başkası için bir lezzet kaynağı  olması  farklılığı bariz bir biçim de gösterir.

 Toplumlara da görülen sınıf farlılığı  tükettikleri besinleri de görülür Fransız köylüleri et ihtiyacını karşılamak için at eti yeniliyor  ve bu şekilde uzun süre devam ettirdiği için kültürlerin bir parçası olmuştur.

İnsanoğlu kendine yakın akraba  gördüğü  canlıları  yemek gibi bir düşünceye  sahip değiller,atı tarlada yük taşımada  ve ulaşımda  kullandığı  için buna karşı  bir tabu geliştirip  onu,diğer hayvanlardan  ayırt edip  duygusal bir bağla  bağlanıp  sebep oldu.

Evcilleştirdiğimiz bir hayvanı  ,yapay bir akraba   ve ötesi sanki bir kan bağı oluşturmuş  görür ilkel toplumlar da onlara aşırı  Muhammetlerinden dolayı putlaştırıp tapacak kadar  sevmesi ,Hinduların sığır eti yenmemesinin bir sebebidir.

Kendimizden farklı olarak gördüğümüz insanları  belki kültürel veya coğrafya dan kaynaklandığı  için zihinlimizde oluşturduğumuz  tabulardan dolayı  farklılarını  görmek  evrensel bir bakış açısı lazım.

Dini inananlarımız  sosyal hayatımızı  yön vermekle beraber ,neyin yenip yenilmeciğini  de belirler .

İnsanlar hayvan gibi yaşaması mümkün değil  oluşturduğu kazanımlarını  bir sonraki nesillere  aktararak ,onların hayat tarzı geliştirmekle beraber onların kimliğini oluşturur.

İnsan her şeyi yenileceğini mantığı ile hareket ettiği için  günümüzdeki bir çok sorunların kaynağını oluşturmakla beraber sonraki nesillerin yaşam hakkını elinde aldığı için bencil bir varlıktır.

Dünyanın ,hızlı nüfus artışı  beraber  bir çok hayvanın sayısı azalmasına veya nesillerinin tükenmesine  neden olan ve bununla beraber insanlar farklı arayışlara yönelmiş ve genetiği değiştirmiş gıdalar  tüketmek zorunda kaldığı için bu da dolaylı bir çok hastalıklara ortaya çıkarmasına neden olmuştur.

19 yy da  batı hayvanın her şeyini  yenildiği  bir toplum iken şimdi çok seçici olması  toplumun rejenasiyona uğradığı  aynı zaman damak tadı da bu sürecin içinde olduğu bizimle beraber bu değişimin için olduğunu bir katıdır.

En zor olan bizim bu tabuların yıkmaya engel olan damak kültürü  değil sizin zihninizden koyduğunuz engellerden kaynaklanmaktadır.

Dünya da farklı  hayatların bu farkı her şeylerine  yansıtmakla beraber Vietnam insanları  canlı yılan kalbine üstüne şarap döküp içmesi ,kendilerine enerji ve sağlık vereceğine  inanması bu davranışı devam  etmesinden dolayı kendisi dışın da canlılara yaşama hakkı tanımamakta  ve tabiat dengelerini bozmaktadır.

Daha ilginci olan Koreliler ahtapotu canlı halinde yemek istemesi onlara sağlık ve cinsel lebini artırdığı için bu gelenek silsile halinde gelmekle beraber insanlığın kör noktasını oluşturmaktadır.

Bir çok tabu farklı inançları ve toplumları  ortak bir payda kesişmesini ,mesela domuz eti ve at eti Müslüman,Yahudi ,Ortodoks ve Hindular yemezler  buna karşı gelen hoş karşılamazlar.

Filipin de 18 günlük bir ördek embriyosunu yenmekte ve halkın % 85 fazlası yemesi onların  gurur duyduğu   ve son derece besleyici olduğuna inandığı için gelecek nesil aynı davranışı devam ettirecektir.

İzlanda halkı Vikinglerin torunları olduklarını göstermek için çürümüş köpek balığı ve koç yumurtasını yeniyorlar,bu örnekte kültür  sizin nasıl yaşamanıza karar kılmaktadır.

Yeni papaya ülkesi ise daha ilginci olan yarasaları avlayıp ateşe atıp yeneceği  bu da coğrafya sizin besin kaynağını  belirlemekle beraber tercih etmenize olanak vermez.

Yemek ,uzak olanları yakın eder veya uzaklaştırıp  bu alışkanlığımız zamanla değişmekte veya ortadan kalkmaktadır.

Günlük çok az faaliyetler  cinsellik lebisiniz artıracağına inanılması ,bazı gelenek  bunu tabulaştırarak kültürün bir parçası haline gelmiştir.

Bir şeyden ilenmeniz son derce doğal ;fakat bunu söylemeniz  onların kültürel kimliklerini  karşı bir Saldırı manasında anlaşıldığı için tehlikeli bir yaklaşımdır.

Bizim bulunduğu coğrafya da süt ve süt ürünleri çok tüketilmekte  ve bizin kültüre işlenmiş bir motif haline gelmekle beraber için  devletinde bu son derece pis kokulu olarak görmekte  bu da kültür ve coğrafya etmeni birbirinden ayıramayız.

İnsanlar bazı besinleri zehirleyici olduklarını düşündükleri için bunu tabulaştırıp  uzak durur;mesela örümcek korkusu  herkeste var olan bir korkudur  bazı toplumlar ise onları bir besin kaynağı gözü  gibi görür.

Orta Asya da böcek yemek doğal olarak görür  ve çok besleyici olarak görür ;fakat bunu yemek istemeyiz  sağlık açısından değil kültürden kaynaklanıyor.

Tabular insanın neyin yenilip yenilmeyeceğini belirlemekle beraber insanlar sadece 150 çeşit besin beslenmesine sınırlık getirmiştir.

Aşağıdaki Sorular Cevapları Filmin Ayrıntılarında Vardır.

1.Gelenek her türlü kültürden etkin rol oyna mı?

2.ne yeniyorsanız o mu sunuz ?

3.Tad kültüre çok bağlı mı ?

4.İnsan her şeyi yeyibilir mi?

5.Yedikleriniz sizi cinsel duygular harekete geçiyor mu?

6.Tabu yok etmek damakta mı yoksa zihinsel mi?

7.Toplum inanç ve zevklerini yenerek yeni tatları tatmasını kabul ettiren  imkan veren nedir?

8.İnsanoğlu yaşamak için mi yemek yeniyor yoksa başka bir sebep var mı?

9.Kültürel zenginlik aslında nasıl oluşturmaktadır?

10.İnsan yemek, yemek mi için yaşıyor yoksa biyolojik varlılığı devam etmek içim mi yaşıyor?

           

  Hikmet ÇITAK   FEN BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ 4.SINIF