54.1-Dünya’da insanlığın geleceği; her zaman güçlü kavimlere emanet kalmamıştır. Önermesini gerekçeli ret ediniz.

2-Güç ve muhtariyet sırası sizin olsaydı var olan dünyada insanları nasıl ve neye göre konumlandırırdınız? Neden?


C.54. 1.
Tarihin başlarından beri hep kötü şartlara dayanabilen kavimler başarılı olmuştur.

2.İnsanları konumlandırmak değil de eşitlikten bahsetmeye çalışmak daha doğru olurdu. Şu anda ki sistem zaten insanları belli statüde konumlandırmak… Yöntemime göre herkes eşit; zenginin güçlü fakirin zayıf olduğu ve zenginin fakiri ezdiği bir kural sistemini ret etmek.Kuracağım dünyada eşitlik birbirine yardım eden insanlar(karşılıklı liyakatli düşünceler,doğruluk) ve başarı ön koşul olacaktır.   Elif DEMİR

C.54 1:Gaybı Cenabı hak bilir. Ama güçten kasıt ,akıl gücü,ekonomik güç,siyasi güç ise tarih boyunca ve bu günde bu etkenleri ellerinde bulunduranlar dünyada çizgileri kendileri belirlemiştir.

        2: İnsanları insan olma münasebetiyle kendilerine verilen tüm haklarını göz önünde bulundurarak konumlandırırdım   . Çünkü kimsenin hakkı kimsede kalmaz bu dünyada kalsa bile ahret yurdunda kalmaz.

Mehmet ERGÜN

C.54Evet anlatacağı şeyler belki taslata değişmez; ama günümüz insanları sürekli değişmekte ve bilgi seviyeleri yükselmektedir.  İnsanların bildiği şeyleri anlama onları disiplin suça sevk eder.Bilgiyi farklı bir şekilde sunmak ,görsel olsun,işitsel olsun insanların ilgisi çeker.Bir öğretici bir yıl sonraki yılda anlatacağı  şeyler ilk önce günceleştirmelidir.Sınıfta iletişim araçları dendiği zaman  ,jetonlu telefon örnek vermesi gülünç kalır . Anlatırken ama olduğu gibi değil, kendi yorumun kamalı ve öğrencilere alternatif yolları göstermelidir. Eğer bir sonraki yılda artısı olmuyorsa, kusura bakmasın: bu insanlara hizmet değil, insanlar üzerin de bir kambur olur ve yaşadığı topluma bir fayda sağlamaz, insanlık için bir basamak ileri taşımaz. .HİKMET ÇITAK

C.54 1-Doğanın dengesine göre her zaman zayıf olanlar elenir, güçlü olanlar varlıklarını sürdürür. Ama bu değildir ki her daim böyle gelmiş böyle gidecek diye bir şey yoktur. Zayıf olanlar zayıf oldukları noktaları tespit edip kendilerini o yönde geliştirip kendi varlıklarını ispatlayabilirler yani onlarda güçlü duruma gelebilirler. Şeyda ÜSTEK

C.54. 1) Kendini bilene, eğitime, öğretime, ileri dönük, çalışan, başarılı olan toplumlar insanların geleceğini belirleyebiliyor. Bir kavimde bu özellikler mevcut değilse, sadece güç varsa insanlığın geleceği bu kavimlere emanet edilmez.

2)Güç ve muhtariyet bende olsaydı; var olan dünyada insanları adalete göre konumlandırırdım. Adalet sistemini geliştirip geri kalmış toplumlardaki sorunları çözmek için, değişimi oluşturacak kişilere önerme suretiyle projeler üretip onlara ekonomik, sosyal, politik destek sağlamak üzere insanların hür ve huzur içinde yaşamalarına yardımcı olurdum. Berrin ÖZGÖKÇE

C.54 1) Dünyada insanların geleceği kavimlerin güçlülüğüne değil ahlak, karakter, iyi bir toplum olarak davranan kavimlere kalmıştır. Mesela firavun v e onun yandaşları güçlü olmalarına rağmen kötü düşüncelerde oldukları için Allah (c.c) tarafından Hz. Musa’nın asasını vurduğu denizi yarıp onu ve yandaşlarını o denizde helak etmiştir. Bu nedenle güçlü kavim insanlığın geleceğini emanet alamaz.

        2) Her insanın karakteri, kişiliği, düşüncesi ve bunun gibi birçok farklı özelliği vardır. Bu farklılıkları göz önünde bulundururdum. Zaten bu özellikler insanın konumunu belirler. Neslihan YARDIMCI

C.54 1- Doğa ilkelerine göre her zaman göçlü kavimler düzeni kurmuşlar ve insanlığın geleceğini yönlendirmişlerdir. Dinçer KÜÇÜK                                                                                                                                                                                 

        2- Güç ve muhtariyet bende olsaydı, insanların yaratılış gayesinin farkına varmalarına göre konumlandırırdım. Çünkü insan özünün farkına vardığında gerçek potansiyelini liyakatli bir şekilde kullanabilir. Dinçer KÜÇÜK

C.54 1. İnsanlar var olduğundan beri bir mücadele içindeler, zaman güçlüler kazanmıştır. Güçlü olmak fizik olarak veya sayısal olarak üstün olmak değildir. Fikir olarak da güçlü olunur  

       2. İnsanları deliler ve akılılar olarak ikiye ayırır. Delileri en üst mertebeye alırdım, Deliler sağlıklı düşünemedikleri için onlara kıyak geçerdim. Mehdi BİNİCİ

C.54 1-Girdiği bir ortamda her zaman zeki,akıllı,çalışkan veya güçlü olan değil,daha çok o ortama uyum sağlayabilen kişi kabul edilir.Çünkü toplum,kendisiyle bağdaşmayanları bünyesinde barındırmaz.Ve bir kavim de gücünü,kendisine uyum sağlayan insanlardan alır.Zayıf kavimler her zaman yıkılmaya yüz tutmuşlardır.Aksine güçlü kavimler,büyük balık küçük balığı yutar misali uzun zaman dilimleri boyunca varlıklarını sürdürmüşlerdir.Hitler,Oğuzlar ve hala varlıklarını sürdüren İsrailoğulları gibi...Ve güç,inananı da inanmayanı da iyisini de kötüsünü de içine alır.

         2-İyiler,kötüler,cahiller,bilginler,alimler,sapkınlar…Şüphesiz bunları ayırt edebildiğim ölçüde göz önüne alırdım.Ancak insanları ALLAH CC’HUNA yürekten inananlar ve inanmayanlar olarak ikiye ayırırdım.Çünkü dünyada iyilik,kötülük,cahillik,güçlülük,zayıflık…vb potansiyeli her insanın fıtratında olabilir.Onu için insanları yürekten inanan insanlar çatısı altında toplamak iyi bir ölçüt olur bence.Çünkü imanı güçlü olan insan iyi veya kötü olanı daha iyi ayırt edebilir ve kendini kötü olandan sakınabilir.Ve bu iki kısma ayırdığım insanlara kul hakkı açısından eşit haklar,inançları bakımından farklı hukuk sistemleri ve güvenirlik açısından farklı görevler verirdim.Halise KADİRHAN

C 54-1- İnsanlık ne kadar büyük kavimlere emanet edilmişse de kavimlerin yok oluşundan sonra yine neslini devam ettirmiştir.Nemrut gibi bir dünyaya hükmeden bir zalimi bir sivri sinekle helak eden Yüce Allah kendi korumasına aldıktan sonra bu görevde kavime gerek yoktur.

2- Herkesi ahlaki becerilerine göre konumlandırırdım.Seda Sayan a peçe taktırıp Nuri Alço ya ezan okutmazdım. Şaban ADAŞ

C.54 a)Güçlü kavimler bazen kendilerini bile korumaktan acizdirler.

         b)Güç ve muhtariyet sırasının bende olmasını istemezdim. Ama olsaydı islamiyette göre ve peygamber ahlakı ile konumlandırırdım. Esra ALİHANOĞLU

C.54 a) Dünyada güçlü kavimler ya da güçlü devletler her zaman doğru yoldadır veya doğru stratejiyi uygularlar diyemeyiz. O yüzden insanlığın geleceği hiçbir zaman güçlü kavimlere teslim edilmemiştir. Bu günkü ABD’ye baktığımız zaman dünyanın ekonomisi daha doğrusu dünyanın döngüsü onun üzerinden işliyor ama peygamber efendimiz zamanında da peygamber efendimiz tek başına Müslümanlık mücadelesi vermiştir. Buda insanlığın geleceğini etkilemiştir. Yasemin YILDIZ

        b) Güç ve muhtariyet bende olsaydı diye hiçbir zaman düşünmedim. Belki insanlar bulundukları konumdan çok faklı bir yerde olurlardı ya da insanların alt üst olurdu. Ama bundan eminim ki Allah her şeyin en güzelini insanlara vermiştir. Yasemin YILDIZ

C.54 a) İnsanlığın geleceği gerçekten de her zaman güçlü kavimlere bırakılmamış. Bazen kendi varlığını bile korumaktan aciz kavimlere bırakılmış.

          b) Kesinlikle insanlar arasında bir sınıflama yapmazdım benim için herkes eşit olurdu. Kimseyi fakir­­-zengin veya güçlü-zayıf diye onur kırıcı konumlara oturtmaya çalışmazdım. Nura DEMİR

C.54 1) Güçlü kavimler her zaman dünyayı dengede tutar. Onlar dünyayı ya yıkarlar ya da refaha ulaştırırlar. Zayıf kavimlerin şansı yok. Ayhan YILMAZ

         2) İnsanları dini ve ahlaki kuralları çerçevesinde ve herkesin özgür bir şekilde yaşamasını ve yaşamak içinde bazı kurallar vardır. Bu kuralların dışına çıkmamasını söylerdim. Ayhan YILMAZ

C.54 1) Doğa sistemli tıkır tıkır işleyen bir makine gibidir. Doğa da güçlü olan her zaman güçlü olacak diye bir mantık düşünülemez. Kavimlerde doğadan gelen nesnel bir varlık gibi düşünürsek insanlığın geleceği bu kavimlere bırakılamaz.

         2) Güç ve muhtariyet sırası benim olsaydı insanları ilgili alanlarına göre konumlandırır ve seçtiğim alanlar da en zeki, en güzel,…vb. enlerle sıralardım. Fatma TUNÇ

C.54.Ey insanlar! Allah dilerse sizi yok eder ve başkalarını getirir. Allah her şeye kadirdir. Songül BAĞIŞ

C.54 A-Güçlü dediğimiz kavimler,hem geçmişte hem de günümüzde parayla ayakta durabilmiş,demokrasi özgürlük  safsatalarıyla dünyayı kurtaracaklarını bahane edip milyonlarca masum insan öldürmüşlerdir.

B-Muhtariyet sırası bende olsaydı öncelikle demokrasi denilen illeti dünyada kaldırırdım fakat herkesin eşit,özgür olduğu bir adil dünya sistemini ret edemezdim.         NAFİH ASLANCI

C.54 Allah cc’u kullarını sever ve kimseye emanet etmez. O kulları için en iyisini düşünür bir kavme emanet edilmesi gerekirse kavmin büyük ya da küçük olmasına bakmaz en iyisi hangisi ise ona emanet eder ve kurur. Allahın desteklediği kavmin büyüklüğü tartışılmaz. Murat YILMAZ

C.54 1. Güçlüler her zaman güçsüzlere oranla bir adım öndeler. Eğer insanlığın geleceği güçlü kavimlere kalmasaydı şuana kadar insanlık denen bir topluluk kalmazdı. Rıfat KOY

        2. Ben insanları kim hangi alanda daha tecrübeliyse o alanda bilirkişi yapardım. Çünkü toplumdaki diğer bireylerin ihtiyaçlarını karşılayacak kişilerde olmalı. Rıfat KOY

C.54)1.Güçlü zayıfı her zaman yenmiştir.bunun için nesilden nesil e insanlık kavmini hep güçlü kavim oluşturmuştur

2.Dünya cumhuriyetini kurardım.her kavim ırk ve devletin anayasasına uygun yasa kurup bu yasa çerçevesinde insanların yaşamını kolaylaştırırdım.Hacer BEYTER

C.54 1.Dünyada insanlığın geleceği her zaman güçlü kavimlere kalmamıştır. Tarihimize baktığımızda dünyada her zaman sadece güçlü kavimler kazanmamıştır. Örneğin; Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) tek başına mücadele etmiştir. Nice güçlü kavimler İslam ordusu karşısında mağlup olmuştur.

2. Güç ve muhtariyet sırası ben de olsaydı insanlara eşit davranırdım Sınıf farkı gözetmezdim. İslamiyet’in doğuşuna baktığımızda o zamanlar zengin ve fakirin bir olduğunu herkesin ALLAH CC. Katında eşit olduğunu görürüz. Aysun AKBAŞ

C.54  1- Her canlı ölümü tadacaktır.(ayet) Güçlü olsan, zayıf olsan ne anlam ifade eder. Fatih KIZILKAYA

C.54 1-Tam tersine dünyada insanlığın geleceği hep güçlü kavimlerin elindedir.örneğin;bu gün Amerika’nın ve Yahudiler’in elinde olduğu gibi.

2-Güç ve muhtariyet sırası bende olsa insanları şeriat kurallarına göre yönetirdim. Ahmet ŞAHİN

C.54.(1)Dünya toplumunun bugün bağlı olduğu ve insanın emanet edildiği yer, devlet, güçler dengesinin %90’ını kendinde tutan ve dünyanın egemeni olan ABD’dır. Küresel kriz muammasının yaşanmasının temel unsuru ve bunun dünya insanlığına lanse edilmesinin nedeni ABD dır.

(2)İnsanlığına göre konumlandırmak en mantıklı olanıdır. Çünkü Allah(c.c)’nin katında din, dil, ırk ayrımının yapılması söz konusu değildir. Sariye OĞUR

C.54.Bazen güçlü kavimlerin tasarrufu altına girmiştir. Bu kavimleri tarih kaynaklarından öğrene bileceğimiz gibi bunlar mağrur ve liyakatsizce hareket ederek dünyayı fesada uğratmışlardır. Şayet muhtarlık bende olsaydı insanlık tarihindeki adil yöneticilerin yaptıkları konumlandırmaları analiz eder.

Bu zamanda uygulanabilecekse o kriterlere göre konumlandırırdım. Coşkun DOĞRU

C54.  1. Dünyada geçmişten günümüze hep güçlü kavimlerin yada milletlerin hüküm sürdüğü alem olmuştur. Tarihten sayısız örnekler verilebilir(firavundan tutup, Bizans, Sovyet Rusya v.s) günümüze  bakarsak bugün ABD nin  gibi. Ama her zalimin de bir gün mazlum olacağı Allahın kelamıdır.  

2.şüphesiz her şeyi en güzel şekilde Allah yaratmıştır. Bende insanları eşit şekilde yaratır ve onu iradesiyle baş başa bırakırdım. Kendi konumunu kendisi yaratırdı.

 Liyakatli olanlara Allahın cenneti ,liyakatsizlere Allahın cehennemi laik gördüğü gibi bende aynısını yapardım.nedenine gelince başka türlü yaratsaydım adaletsizlik olurdu eşit yaratmak en  güzeli.sonuçta hepsi günahsız doğar. Cihan YILDIZ

C.54. A) Evet kalmamıştır çünkü güç dengesi değişebilir zayıf olan bir kavim güçlenirken güçlü olan bir kavim zayıflayabilir. Güçlü gücünü zayıfı ezmek için kullandığı sürece bu dengenin değişeceğine inanmıyorum.

   B) Bunun mümkün olacağına inanmıyorum. Gonca ÖNLER

C.54-insanlığın geleceği güçlü kavimlere emanet kalmıştır. Çünkü güçsüz kavimler yok olmuştur. M.EMİN AY

C.54 1) İnsanlığın geleceği;tarihsel gelişimine bakıldığı zaman görülecektir ki her zaman güçlü kavimlere emanet kalmıştır.

 2) Var olan dünyada insanların eğitim seviyelerine ve kalitesine göre konumlandırırdım.Çünkü bu sayede taşların yerine oturacağına inanıyorum. Hülya ACARSOY

C.54 1- İnsanlık tarihi güçlü kavimlere değilde daha çok güçlü devlet ve topluluklara emanet kalmıştır

         2- güç ve muhtariyet bende olsaydı insanları bilgi ve bilime göre konumlandırırdım Mustafa DAĞDELEN
C54.1.
bunun için verilecek binlerce örnek var tarihte firavundan tut, ebu cehalete kadar,  Cengiz handan tut George buşha kadar tabi bunlar bu güç abidesi kavimler insanlar kendi elleriyle kendini tarihin tozlu sayfalarına gömdüler. Ne firavunun ihtişamından eser kaldı nede Moğolistancık eski gücündedir.  hak olan hakikatli olan tek birey tek inançlı insan veya insanlar ve ALLAH ın sevgili elçileri işte gerçek kazananlar ve gerçek emanet sahipleri onların ta kendisidir.
   2. bunun için de ALLAH cc nun elçileri bizim için en güzel örnektir. Ve şunu da unutmayalım bizim gücümüz ölümlü olduğumuz sürece cüzzi irade sınırları içerisindedir ancak bu sınırlarının hakimi ve muhtariyeti elimizde olabilir. En ahlaklısı Rabbinin azabından ve gazabından korkan ve işinin ehli olan o işi yapmaya fıtratı müsait olan insanları atardım. Hadi GÜVENER                                                                                                                        

C.54 Kendi devrinde güçlü olan devletler dünyaya hüküm sürmüş ve insanlığın geleceğine olumlu veya olumsuz yön vermeye çalışmıştır.Örneğin;Osmanlı Devleti,Bizans İmparatorluğu vb… Yunus BOLLUK

C.54 1. İnsanlığın yaradılışından beri dünyada hep zayıf kavimler güçlü kavimlerin gölgesinde ezik olarak yaşamışlardır. Bu durmada emanet kelimesi uygun düşmez. Mehmet KAYASIZ

        2.)Ben insanları zengin – fakir, güçlü – güçsüz ayrımı yapmadan her şeyden önce insan olmalarına göre kendi öz çocuklarımmış gibi konumlandırırdım. Mehmet KAYASIZ

C.54 1-Güçlü her zaman haklı değildir ama bir çok ezici üstünlüğe sahip olduğu kaçınılmaz bir gerçektir.Japonya’yı düşündüğümüzde bir çok ülke teknolojik olarak bu ülkenin esareti altında yaşamaktadır.Buda insanlığın geleceğinin güçlü kavimlerin elide olduğunun en bariz örneğidir.

2-Güç ve muhtariyet sırası bana gelseydi insanları din,dil ve ırk ayrımı yapmaksızın son peygamber olan H.z Muhammed s.a.v  in dini altında konumlandırmak isterdim.Çünkü; hiçbir ayrım gözetmeksizin bütün insanlığa gönderilen rehberimiz Kur’an-ı kerim bunu emretmektedir. Gonca DAL

C.54 1. Dünyada hâkimiyet ve dolayısıyla insanlığın geleceği güçlü kavimlere emanet edilmiştir

Her ne kadar nadirde olsa kısa süreli olarak hâkimiyet nispeten zayıf toplumların elinde yer almışsa da güçlü kavimler bu hâkimiyeti ellerine geçirmeyi her zaman bilmişlerdir. Hâkimiyet kimin elinde ise insanlığın geleceği de dünya üzerinde ona emanettir. Çünkü gerek sosyal gerek ekonomik ve gerekse de kültürel anlamda nispeten güçlü kavimler yine nispeten zayıf kavimler üzerinde üstünlük sağlamışlar ve kendi yaşam biçimlerini onlara da aktarmışlardır.

 Geçmişte Hz. Süleyman dünyaya hükmettiğinde kendi inanç ve kültürünü de dünyaya hâkim kılmış ve gelecek nesillerinde sosyal ve kültürel hayatları üzerinde etkili olmuştur. Yine Osmanlı Hükümdarlığı zamanında Avrupa İslam’a dil uzatamamıştır, bu durum Osmanlı gücünü yitirinceye kadar devam etmiştir, güç Avrupalıların eline geçince insanlığın geleceği de Avrupalılara emanet kalmıştır.

2.Uhrevi konumlandırmadan dışarı çıkmazdım. İman edip Salih amel işleyenleri mutualistler ve bunun tam tersini de parazitler diye iki sınıfa ayırırdım. Leyla SAYDAN

C.54-c1-tam aksine güçlü kavimlere emanet kalmıştır.güçsüz kavimler yıkılmış zaten insanlar da ister istemez güçlü kavimlerin egemenliği altına girmiştir.BUKET KAYA

C.2-kesinlikle hiçbir şeye göre konumlandırmazdım.işçi adamın da hakkını verirdim memur adamında gereken hakkını verirdim.ve güç bende olsaydı bugünkü dünya olmazdı daha güzeli olurdu.BUKET KAYA
C.54.1)
Dünyada her zaman insanın geleceği güçlü kavimlere emanet kalmıştır ve emanette kalacak gibidir.Çünkü hayat sahnesinde sadece başrolcüler ayakta kalır zayıf olan hayattan silinir.Bu durum yıllar önce de böyleydi,bugünde böyle ve yıllar sonra da böyle olacaktır.Çünkü büyük balık küçük balığı daima yutar. Baran ÖRENÇ

         2)İnsanları tek bir şeye göre konumlandırırdım ;insan olması yeterlidir.Çünkü zamanla kendisi kendini olmak istediği konuma getirir. Baran ÖRENÇ

C.54.1.Aslında görünürde insanlığın geleceği  güçlü kavimlerin elinde görülmektedir.Bunun sebebi insanların geleceği sadece maddi açıdan değerlendirmesidir.Fakat insanlığın geleceğini sadece maddi etkenler değil manevi güçler belirler. Yunus ÇELEBİ

2.Her insan bu fikri bir kez dahi olsa kafasından geçirmiştir.Güç bende olduğu taktirde ki boyle bir ihtimal yok ne yapacağımı şaşırırdım. Yunus ÇELEBİ

C- 54 1. Dünya’da insanlığın geleceği; her zaman güçlü kavimlerin elindedir. Doğal denge bunun üzerine kuruludur. Güçlü olan veya geleceği yönlendiren güçlü olanlardır.

          2. Güç ve muhtariyet sırası bende olsaydı, var olan dünyada insanları iyi ve güzel olana yani özüne göre konumlandırır, insanların kendilerini özgürce ifade etmesini sağlayarak ve başkalarına saygı duymalarını sağlayarak konumlandırırdım. Neşe Çaparoğlu

C.54 Dünya çok güçlü kavimlere de güçsüz kavimlere de kalmıştır. Güçlü bir kavim olarak peygamberimizin kavminden bahsedebiliriz.                                                                                                                                                                                                              

2. Güç bende olsa kim neyi hak ediyorsa ve neye layıksa ona göre konumlandırırdım. Nuray ERGİN                                          

C.54. Ben insanları konumlandırmazdım. İnsanlar hak ettikleri konumlarına mutlaka girerler. Karekterleri sayesinde… Hediye KAYA

C.54 1-Genelde güçlüye kalır.Zayıfı ezerek istediğini yapıyor.Zayıf da güçlüyü etkileyebilir.

        2-Dünyaya zarar vermeden gelecek nesillere iyi ve huzurlu bir yaşama biçimi bırakmak ,dünyanın geçiciliğini anlatmak. Zübeyir AŞUROĞLU